Ülkemizde demokrasinin varlığı-yokluğu tartışma zeminlerinin temel konusu olsa da, demokrasinin ana başlığı olan seçme ve seçilme hakkı konusunda problemlerin çözümüne yönelik, pansuman tedavilerden başka konuşulan ve önerilen bir şey yok.

Neden böyle?

Sebep nedir?

Sistemin bozuk ve problemleri alanları, iktidar olanların işlerine yarar hale geliyor da ondan!

Uluslararası seçim gözlemciliği yapmış biri olarak, seçimin olmazsa olmazları;

           Aday olmak için eşit ve özgür katılım sağlayacak hukuki ve fiziki imkânlar var mı?

–           Adayların eşit propaganda imkânı var mı?

–           Seçmenin tercihleri özgürce yapabileceği fiziki ve güvenlik imkânları var mı?

–           Seçim sonuçları şeffaf ve güvenli biçimde sayım yapılıyor mu?

sorularına cevap ararız. Bunun alt başlıkları tabi ki vardır.

Örneğin siyasetin finansmanı nasıl yapılıyor?

Sahi bizim ülkemizde bu sorunun cevabını bilen var mı?!!

Yoksa ülkemizde yaşanan problemlerden birisi bu mu? Onun için mi, 81 ilimizde bütün siyasi partilerin listelerine itirazlar var?!

Öte yandan, insanlığın 21. yy’ın eşiğinde temsili demokrasiden, direk demokrasiye geçme planları yaptığı, “uzayda nasıl koloni kurarım” sorularına cevap aradığı şu günlerde; siyasi partilerin, milletin önüne geleceğe yönelik projelerini koymak yerine, toplumsal hassasiyetler (din, mezhep, etnik köken vb.) üzerinden siyaset yapma dayatması kabul edilemez.

Burada diğer bir başlık ise; siyaset yapmak isteyen kişilerin, “Milletin Adamı olmak” iradesine karşı, “Adamın Adamı olmak” iradesizliği arasında yaşanıyor.

Bir iktidar kendi varlığını, yani iktidar olmasını nereye dayandırıyorsa oraya hizmet eder. Milletvekili olmasını millete dayandırmayan milletvekili sizce nereye hizmet ederler? Elbette, onu o makama oturtan güce!

Şimdi sormak lazım; millet, vekil adayını seçemiyorsa, vekil neden ona hizmet etsin?!!

Siyasi partilerin aday adayı başvuru sürecinde, adayların; “Bir bilette ben aldım, (Milletvekilliği aday adaylık başvurumu yaptım) belki çıkar? veya “Benim falancayla şöyle bir ilişkim var”, sözlerini duyarsınız.

Şimdi soruyoruz burada, millet nerede? Yani millet kendini temsil edecek adayların belirlenmesinde yok!

Biz burada sadece sorunu belirterek bırakmak niyetinde değiliz. Çözüm, siyasi partiler kendisine adaylık için başvuran adayları objektif kriterleri temel alarak kanunlara göre eler, seçmen de o partiden hangi adaya oy verecekse verir.

Böylece “Milletin Vekilleri”, kendi meşruiyetini millete dayandırmış olur.

  • Geldik 24 Haziran 2018 seçimlerine…

Bir cümle ile söylemek gerekirse, partiler de tıpkı milletvekili aday adaylığı başvurusu yapan vekil adayları gibi, ortaya koydukları listelerle çekilişten bir bilet almışlardır!

Türkiye’de siyasetle ilgilenenlerin, iki akslı siyaseti anlaması ve alışması gerekir.

Bu seçimlerin ekonomi ve güvenlik başlıklarında geçeceği aşikârdır.

Hayırlı olsun…

YORUM YAZ