Seni Allah doyursun demek mü’mine yakışmaz

“Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden hayra sarfediniz, denildiğinde, kâfirler müminlere dediler ki: Allah’ın dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz.” (Yâsîn 47)

“Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz (gücünü azaltırız). Hâlâ düşünmeyecekler mi?” (Yâsîn 68)

“Biz ona (Peygamber’e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak Allah’tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır.

(Aklen ve fikren) diri olanları uyarması ve kafirler hakkındaki o sözün (azabın) gerçekleşmesi için Kur’an’ı indirdik.” (Yâsîn 69-70)

Cehennemliklerin birbirleri ile çekişmesi

“Allah, meleklere şöyle emreder: “Zulmedenleri, eşlerini ve Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.

Onlara, “Ne diye yardımlaşmıyorsunuz?” denir. Hayır, onlar bugün teslim olmuş kimselerdir.

Birbirlerine yönelip sorarlar (çekişirler). Şöyle derler: “Siz bize sağdan gelirdiniz. Bize haktan yana görünürdünüz.”

Diğerleri de onlara şöyle derler: “Hayır, siz zaten mü’min kimseler değildiniz.”  “Bizim, sizin üzerinizde hiçbir hâkimiyetimiz yoktu. Hatta siz azgın bir kavimdiniz.”

“Artık Rabbimizin sözü (azap) bizim hakkımızda gerçekleşti. Biz onu mutlaka tadacağız.”

“Evet, biz sizi saptırdık. Çünkü biz de sapkın kimselerdik.” Artık onlar o gün azapta ortaktırlar. İşte biz suçlulara böyle yaparız. Çünkü onlar, kendilerine, “Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur” denildiği zaman, inanmayıp büyüklük taslıyorlardı.” (Saffat 22-35)

 

Cennet ve cehennemlikler arasındaki diyalog

“Derken birbirlerine yönelip sorarlar.

İçlerinden biri der ki: “Benim bir arkadaşım vardı.”

“Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin?” derdi.

“Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi hesaba çekileceğiz?”

Konuşan o kimse, yanındakilere, “Bakar mısınız, hâli ne oldu?” der.

Kendisi de bakar ve onu cehennemin ortasında görür.

Ona şöyle der: “Allah’a andolsun, neredeyse beni de helâk edecektin.”

“Rabbimin nimeti olmasaydı, mutlaka ben de cehenneme konulanlardan olmuştum.”

“Nasıl, ilk ölümümüzden başka ölmeyecek miymişiz?

Bize azap edilmeyecek miymiş?”

Şüphesiz bu (cennetteki nimetlere ulaşmak) büyük bir başarıdır.

Çalışanlar böylesi için çalışsınlar!”  (Saffat 50- 61)

Cehennemliklerin birbirleri ile çekişmesi

“İşte böyle! Şüphesiz azgınlar için elbette kötü bir dönüş yeri, cehennem vardır. Onlar oraya girerler. Orası ne kötü bir yataktır!

İşte (azap), onu tatsınlar: Bir kaynar su ve bir irin.

O azaba benzer çeşit çeşit başka azaplar da vardır.

(Kendi aralarında şöyle derler:) “İşte sizinle beraber cehenneme tıkılacak bir grup. Onlara rahat ve huzur olmasın! Şüphesiz onlar cehenneme gireceklerdir.”

O grup da, “Hayır, size rahat ve huzur olmasın. Bu cehennemi bizim önümüze siz sürdünüz. Orası ne kötü durak yeridir!” der.

Şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bunu bizim önümüze kim sürdüyse, cehennemde onun azabını bir kat daha artır.”

Yine şöyle derler: “Dünyada kendilerini kötü saydığımız adamları acaba neden göremiyoruz?”

“(Cehennemlik değillerdi de) biz onları alaya mı almış olduk, yoksa (buradalar da) gözlerimizden mi kaçtılar?”

Şüphesiz bu, cehennemliklerin birbirleriyle çekişmesi kesin bir gerçektir.” (Sâd 55-64)

 

İhlas ile kulluk et

“(Resûlüm!) Şüphesiz ki Kitab’ı sana hak olarak indirdik. O halde sen de dini Allah’a has kılarak (ihlâs ile) kulluk et.” (Zümer 2)

“Yoksa geceleyin secde ederek ve kıyamda durarak ibadet eden, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse (o inkarcı gibi) midir? (Resûlüm!) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür.

(Ey Muhammed!) Bizim adımıza de ki: “Ey iman eden kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlar için (ahirette) bir iyilik vardır. Allah’ın yeryüzü geniştir. Sabredenlere mükâfatları elbette hesapsız olarak verilir.”

De ki: “Şüphesiz bana, dini Allah’a has kılarak O’na ibadet etmem emredildi.”

“Bana, müslümanların ilki olmam da emredildi.”

De ki: “Eğer ben Rabbime isyan edersem, şüphesiz büyük bir günün azabından korkarım.”

De ki: “Ben dinimi Allah’a has kılarak sadece O’na ibadet ediyorum.” (Zümer 9-14)

Bıkmadan tekrar tekrar okunan kitap

“Allah’ın, göğsünü İslâm’a açtığı, böylece Rabbinden bir nur üzere bulunan kimse, kalbi imana kapalı kimse gibi midir? Allah’ın zikrine karşı kalpleri katı olanların vay haline! İşte onlar açık bir sapıklık içindedirler.

Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu Kitab’ın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri ve hem de gönülleri Allah’ın zikrine ısınıp yumuşar. İşte bu Kitap, Allah’ın, dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren olmaz.” (Zümer 22-23)

Kur’an’ı anlamak ve onunla amel etmek temennisi ile…

 

YORUM YAZ