1.cüz Fatiha ve Bakara suresinin 1- 140 ayetlerini kapsamaktadır.
FATİHA SURESİ
Kur’an’ın gönderiliş amacı insanların dünya hayatını düzene koymak ve iyi bir dünya hayatından sonra ebedi saadeti sağlamaktır.
Kur’an’ın bütün muhtevası “bilinmesi ve inanılması gerekenler” ve yapılması gerekenler diye ikiye ayrılabilir. Birincisinde Allah, peygamberlik, gayb alemi… vardır. İkincisinde de ibadetler, hayat düzeni gibi ameli, ahlaki hükümler vardır. Fatiha suresi bunları sözü veya özü ile kapsamaktadır.
Namazda veya namaz dışında Fâtiha’yı okuyan veya dinleyen kimse, sûrenin sonunda “âmin” deyince aynı zamanda meleklerin de “âmin” dedikleri, hem şehâdet hem de gayb âlemlerinde aynı anda dile getirilen bu duanın Allah tarafından kabul buyurulacağı hadislerde açıklanmıştır. (Buhârî, Müslim)
BAKARA SURESİ
Bakara sûresinin değerini ve özelliklerini anlatan sahih hadisler vardır: “Evlerinizi (içinde Kur’an okumayarak) kabirlere çevirmeyiniz. Şeytan, içinde Bakara sûresi okunan evden ürker ve uzaklaşır” (Müslim).
Bakara suresi ilk 5 ayeti mü’minler, 2 ayet kafirler 22 ayette ise münafıklardan bahsedilmektedir.
Adem(AS) ile İblis kıssası 30- 39.ayeterde anlatılarak tevbe ile adam olmak, haset ile şeytan olmak konusu anlatılır.
Bakara suresinin 40.ayeti ile 116.ayetleri arasında İsrailoğullarının Yahudileşeme serüveni anlatılır. Bu ayetlerle eğer sizlerde onların yaptıklarını yaparsanız, onlar gibi olursunuz. Yahudileşmemek istiyorsanız, onları Yahudileştiren unsurlardan sakınınız.
Rabbimiz buyuruyor:
“Ey İsrâiloğulları! Size verdiğim nimetimi hatırlayın, bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki ben de size vaad ettiklerimi vereyim. Asıl bana itaatsizlikten sakının.” (Bakara 40)
“Elinizdekini (Tevrat) tasdik edici olarak indirdiğime (Kur’an) iman edin; sakın onu inkâr edenlerin ilki olmayın! Âyetlerimi az bir karşılığa satmayın. Yalnız benden korkun.
Bilerek hakkı bâtıl ile karıştırmayın, hakkı gizlemeyin.
(Namazı kılın, zekâtı verin, rükû edenlerle beraber rükû edin.
Sizler kitabı okuduğunuz halde insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?
Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Şüphesiz bunlar, Allah’a huşû ile boyun eğenlerden başkasına ağır gelir. Onlar kesinlikle rablerine kavuşacaklarını ve O’na döneceklerini bilen kimselerdir. “ (Bakara 42- 46)
“İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele” (Bakara 25)
“Sonra bunun ardından kalpleriniz yine katılaştı, taş gibi; hatta daha katı oldu. Çünkü taş vardır ki, içinden ırmaklar fışkırır. Taş vardır ki yarılır da içinden sular çıkar. Taş da vardır ki, Allah korkusuyla (yerinden kopup) düşer. Allah yaptıklarınızdan hiçbir zaman habersiz değildir.” (Bakara 74)
“Evet, kötülük işleyip suçu benliğini kaplamış (ve böylece şirke düşmüş) olan kimseler var ya, işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.
İman edip salih ameller işleyenler ise cennetliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.
Hani, biz İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekatı vereceksiniz” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz.” (Bakara 81-83)
“Hayır, öyle değil! Kim “ihsan” derecesine yükselerek özünü Allah’a teslim ederse, onun mükâfatı Rabbinin katındadır. Artık onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.” (Bakara 112)
“Allah’ın mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyleleri oralara (eğer girerlerse) ancak korka korka girebilmelidirler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır.” (Bakara 114)
“Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: “Allah’ın yolu asıl doğru yoldur.” Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.” (Bakara 120)
“Hani, biz Kâbe’yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık. Siz de Makam-ı İbrahim’den kendinize bir namaz yeri edinin. İbrahim ve İsmail’e şöyle emretmiştik: “Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rukû ve secde edenler için evimi (Kâbe’yi) tertemiz tutun.”
Hani İbrahim, “Rabbim! Bu şehri güvenli bir şehir kıl. Halkından Allah’a ve ahiret gününe iman edenleri her türlü ürünle rızıklandır” demişti. Allah da, “İnkâr edeni bile az bir süre, (bu geçici kısa hayatta) rızıklandırır; sonra onu cehennem azabına girmek zorunda bırakırım. Ne kötü varılacak yerdir orası!” demişti.” (Bakara 125-126)
“Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. Bize ibadet yerlerini ve ilkelerini göster. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın.” (Bakara 128)
Kur’an’ı anlamak ve onunla amel etmek temennisi ile…
Son Yorumlar