
Kemankeş
Kemankeşlik (Ok atıcılığı); Özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde yapılan bir okçuluk sporudur.
“Keman”; yay, “keş”; çeken olarak adlandırılır. Kemankeş de yay çeken, yâni okçulara verilen isimdi. Osmanlı’da yeniçeri ilk oluşturulduğunda başlıca silahları ok, zenbereç kılıç ve hançerdi. Padişahlar bu işi yapanlara, özellikle de ünlü ve rekor yapan okçulara ödül verirlerdi. Hatta okçunun okunu yapan usta da ödüllendirilirdi. Usta sadece kendi okçusu için ok yapmaktaydı ve bir başkasına ok yapmazdı. Yıldırım Bayezid dönemine kadar padişahları sekbanlar korumaktaydı. Yıldırım Bayezid, genç olan dördü solak, dördü sağ eliyle ok atan sekiz neferi özel olarak ayırıp, önünde yürütürdü.
Okçuluk Orta Asya Türkleri’nden gelmiştir. Osmanlı kemankeşlik sporunda yüzyıllardır adını çok bilmediğimiz büyük kemankeşler çıkmıştır. Bursa’lı Şüca, Havandelen Solak Bali, Tozkoparan İskender bunlara örnek verilebilir. Bu sporcuların kimileri menzil atışları 1275 gez (800-850 metre) mesafeler ile kırılması güç rekorlara imza atmışlardır. Osmanlı kemankeşleri pir olarak Sahabe’den Ebu Vakkas’ı sayarlar.

II. Murad’ın (1402-1451) şehzadelik döneminde kabak oyunu minyatürü.
Kemankeşlik sporunun ana araçları ok ve yaydır.
Ok Boyu: Okun boyu “gez” olarak ölçülür. Bir gez yaklaşık olarak 61 cm’dir, çeşitli ahşap malzemelerden (çam ağaçlarının kuzey rüzgarı alan kısımlarından) veya bambu kamışından yapılır.
Ok Ucu: Ok ucuna “demren” ya da “temren” adı verilir ve kemik veya demirden yapılır.
Okun Son Kısmı: Son kısım olan tüy kısmına ise “yelek” adı verilir. Genelde kuğu, kartal tüyleri kullanılır ve ucunda temreni olan oklara işlevine göre gerektiğinde yelek takılmaz.
Yay: Osmanlı yayı son derece işlevsel, aynı zamanda kısa, kullanımı kolay ve “pek”, yani oldukça sert yaylardır.
Kiriş: Yay ipine “kiriş” veya “çile” adı da verilir. Kiriş, genelde koyun bağırsağından olabileceği gibi ibrişimden de imal edilir.
Yaylar genelde filmlerde görüldüğü gibi sürekli olarak gergin durumda değillerdir. Normal durumda yay gerilimsiz ve gevşek bir şekilde durur, kullanılacağı zaman ise yay kurulur.
Yay terse doğru kurulmaktadır ve oldukça güç gerektiren bir iştir. Kaynaklar bazı kemankeşlerin ve gücü ile nam salmış pehlivanların “pek” yayları tek kolları ile kurabildiklerinden övgü ile bahseder.
Tirkeş: Okluk, ok kabı, “sadak”.
Zihgir: Şast veya okçu yüzüğü. Hun İmparatorluğu’ndan yayılan bir okçuluk malzemesidir. Başparmağa takılır. Ok atışı sırasında, yay kirişinin baş parmağı parçalamaması için kullanılan ve bir tür kiriş bırakma mekanizması oluşturan tırnaklı bir yüzüktür.
Yayı gerdiğinizde yüksek miktarda enerji çıkar ve bu çıkan enerji Türk yaylarında diğer yaylara oranla 2-3 kat daha fazla olabilir. Bu enerjiden zihgirle korunulur.
Zihgir Hunlar’dan, Göktürk’lere, Moğollar’a, Koreli’lere, Çin’e, Selçuklu’ya ve daha sonra Osmanlı’ya, Araplara ve Hindistan’a, Batı’ya geçmiştir. Rütbeli kişilerce ziynet olarak da kullanılmıştır.
Son Yorumlar