Yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı varmış. Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş. Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir ördek var… Karakuşi Kadı, fırıncıya ‘Ben bunu aldım’ demiş. Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş ama az sonra ördeğin sahibi de gelmiş: ‘Hani bizim ördek?’

Fırıncı boynunu büküp ‘Uçtu’ deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, küreğinin sapıyla araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış… Gayrimüslim de peşine düşerek fırıncıyı kovalıyor…

Fırıncı bir duvardan atlarken, öteki taraftaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış. Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı’nın karşısına çıkarmışlar. Kadı sırayla sormuş… Ördeğin sahibi; “pişirmesi için fırıncıya verdiğim ördeğimi bu adam hiç etti,” demiş.

Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş: ‘Ne yaptın bu adamın ördeğini?’

Fırıncı ‘Uçtu’ demiş. Fırındaki ördek uçardı uçmazdı tartışmaları arasında Kadı, kara kaplı defterini açmış; “Ördeğin karşısında tayyar yazılı. Tayyar ‘uçar’ anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil” diyerek fırıncının beraatına karar vermiş.

Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş… Onun şikâyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş: ‘Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek gözü çıkarıla…’ Davacı ‘Ne olacak?’ diye sorunca Karakuşi Kadı, ‘Şimdi fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız’ demiş ve gayrimüslim şikâyetinden hemen vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş.

Çocuğunu kaybeden kadının kocasına da Karakuşi Kadı, ‘Tamam’ demiş, ‘Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak.’

Böyle olunca adam da şikâyetini anında geri almış, fırıncı bu davadan da kurtulmuş ve Kadı dönmüş Yahudi’ye: “Senin şikâyetin ne bre…”

Yahudi boynunu bükmüş, ‘Bir şey yok efendimiz… Mahkeme olduğunu duyunca izlemeye gelmiştim. “adaletinle bin yaşa sen emi”..!

Adalet kara kaplı defterde aranmaz!

Adaleti kara kaplı deftere havale ederseniz hiç kimse hakkını alamaz. Hak, kara kaplı deftere bakanın insafına kalmıştır. Hukuk evrensel ilkelere uygun hale getirilerek bağımsız olur ve hukukun üstünlüğü sağlanırsa tavuğu iç edilende, gözünü kaybedende, müslimde, gayr müslimde herkes hakkını alır.

Rabbimiz buyuruyor;

“İnsanlar arasında hak ile hüküm ver. Nefis arzusuna uyma, yoksa seni Allah’ın yolundan saptırır.” (Sad 26)

“Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor.” (Nisa 58)

“Allah, adil davrananları sever.” ( Maide 42)

Ya Rabbimizin emrettiği şekilde adil olarak iki cihanda da kazananlardan olacağız, ya da Karakuşi’nin yolundan giderek bu dünyada kazanıp mahşerde büyük hesap gününde kaybedenlerden olacağız.

YORUM YAZ