Olayların tarihi arka planları bilinmeden problemler çözülmez.
Kuzey Irakta yapılan referandum gerek sonuçları gerekse uygulamaları ile bölge ülkelerinden Amerika, Rusya’ya kadar herkes tarafından yakından takip edilmektedir. Komşu ülkeler Kuzey Iraktaki yeni siyasi oluşumu ilerisi için kendilerine güvenlik sorunu olarak gördükleri için böyle bir girişimi kabul etmemektedirler. Irak’ın merkezi hükümetinden İran’a kadar herkes bu girişimlerin sakıncaları üzerinde dururken İsrail Barzani’ye açık destek vermekte ABD ise örtülü desteği ile Barzani’yi cesaretlendirmektedir.
Kuzey Irakta yaşananlar ve bağımsızlık referandumu ne biranda ortaya çıkan bir gelişmedir ne de canım bağımsızlık istiyor diye anlık verilen bir kararın sonucudur.
Bölge üzerinde emelleri olanlar vardır. Emelleri olanlara hizmet edenler vardır bir de gerçeklerden bihaber bölgedeki gelişmeleri takip edenler vardır.
Emelleri olanlar hedeflerine ulaşabilmek için kısa, orta ve uzun vadeli planlarını yaparlar, kendilerine hizmet edecek olanları da zamanı gelince sahaya sürerek emellerini gerçekleştirmek isterler. Gelişmelerden bihaber olanlar ise planların uygulama safhalarında uyanırlar, plan ve programları olmadığından, hazırlıksız yakalandıklarından ne yapalım telaşesi ile olayların üzerine gitmeye çalışırlar.
Bölgemizde yaşanan olayları kısaca bir hatırlayalım;
Irak- İran savaşı
Irak’ın Kuveyt’i işgali ve körfez savaşı
Çekiç gücün bölgeye yerleşmesi
Mısırdaki askeri darbe
Kaddafi’nin devrilmesi
Suriye’de yaşananlar
DAEŞ terörü
PYD/PKK eylemleri
Bahar beklerken sonbahar yaşanan Arap baharının bölgede yansımaları…
Olayların tarihi arka planları tespit edilmeli
Tüm bu yaşananlar belli bir planın parçası olarak zamanı gelince uygulamaya konulan programların bir sonucudur. Sebep sonuç ilişkisi içinde planların bölgemize yansımalarıdır. Olayların tarihi arka planlarını tespit edemezsek yüzeysel değerlendirmelerle günü kurtarmaya çalışırız.
Daha düne kadar aşiret reisi olan Barzani, her başı sıkıştığında yardım için kapımızı aşındıran Barzani, bugün bize meydan okuma cüreti gösteriyor. Barzani arkasında hatırı sayılır destekler almasa bırakın meydan okumayı sokağa çıkamaz, iki lafı bir araya getiremez.
O halde Barzani bu gücü nerden almaktadır? Kimlerin gazına gelerek meydan okuma cüreti göstermektedir?
Barzani, BOP Projesinin Piyonudur
ABD’nin ortaya koyduğu Büyük Ortadoğu Projesi adım adım uygulanarak Fas’tan Tunus’tan başlayarak sınırlarımıza kadar gelmiştir. Suriye cephesinde projenin tıkanması yeni bir cephenin daha acilen açılması zaruretini ortaya çıkarmıştır. Barzani bu hamlenin piyonu olarak ortaya sürülmüştür. Onunla kuracakları yeni kukla devlet ile ABD bölgede istediği kadar üs açacak, yığacağı asker ve silahlarla bölgeye yerleşecektir. BOP projesine uygun ekonomik, demografik ve siyasi tasfiyelerde bulunacaktır.
Guam Adasına götürülen Kürtler
Birinci Körfez savaşında Saddam’ı deviremeyen ABD, 1996 yılında Saddam’ı devirmek için bölgedeki Kürt aşiretleri ile anlaşır. Plan istedikleri gibi işlemeyince bu devirme işi başarısızlıkla sonuçlanır.
ABD kendisine destek verenleri Saddam’ın zulmünden korumak ve yok edilmelerini önlemek için kimine göre 2.500 kimine göre de 5.000 kişiyi bölgeden uzaklaştırarak güvenli bir bölgeye götürmek, eğitmek ve zamanı gelince de yeniden bölgeye göndermek için çalışma başlatır. Bu 5.000 kişilik grup, “müttefiklerine sahip çıkmak ve onlara yeni bir yaşam kurmak” amacı ile Türkiye üzerinden Guam adasına götürülmek istenir. ABD Türkiye üzerinden Guam Adası’na gideceklerin isimlerini Türkiye’ye vermez. Şahısların kimlikleri ve pasaportları olmadığı için ilk anda geçişlerinde problem oluşur. Kimliklerin beyana dayalı olarak ve parmak izleri alınarak geçmelerinin kabul edilmesi ile problem çözülür. Beyanlar ve parmak izleri istihbarat tarafından arşivlenir.
ABD eğittiği Kürtleri bir müddet sonra yeniden Kuzey Irak’a getirir. Artık ellerinde ABD pasaportu vardır. ABD’nin bölge politikalarına uygun çalışmalara başlarlar. Bölgede yaşanan olaylardan rahatsız olan Türkiye 1988 yılında Kürdistan Demokrat Partisi lideri Barzani’den Kürt aşiret liderleriyle bir toplantı ayarlamasını ister. Barzani Bölgedeki aşiretlerin liderlerini toplantıya çağırır. Tanışma ve çay faslı ile toplantı devam eder. Daha önceden parmak izleri alınan çay bardakları ile yeni alınan çay bardaklarındaki parmak izleri karşılaştırılır. Sonuç, toplantıya katılan 17 aşiret liderinin daha önce eğitim için Guam adasına gidenler olduğu tespit edilir.
Bölgede yaşanan olayları doğru değerlendirebilmek için bölgede cirit atan aktörleri ve kuklalarını iyi bilmek ve onların faaliyetlerini boşa çıkartacak eylem planları ortaya koymak gerekmektedir.
Aşiret liderlerinin Guam adasında eğitimden geçirildikten sonra bölgeye gönderildiklerini ve bizi rahatsız eden çalışmalarının olduğunu tespit ettiğimiz halde aradan geçen 20 yıllık zaman içerisinde bölgede yapılan faaliyetleri kendi lehimize çeviremediysek bunun üzerinde düşünmek gerekir.
Kuzey Irak’ta bulunan aşiret liderlerine devlet muamelesi yaparsak, paçavralarını Atatürk ve Esenboğa havalimanlarında bayrak diye göndere çekersek, Türkiye seninle gurur duyuyor diyerek alkış tutarsak, TV yayınlarını kendi uydumuz üzerinden yayınlamalarına fırsat verirsek, petrollerinin satılmasına yardımcı olursak ve bütün bunlarla onları şımartarak bölgede güç sahibi olmalarını sağlarsak bölgede gelinen noktada kendimizi de bir sorgulamalıyız. Her türlü verdiğimiz desteğe rağmen aşiretlerin hainliklerinin farkına varamadıysak, hatalarımızdan ders çıkarmak için elimizi başımıza koyup bir kez daha düşünmemiz gerekir
Hamasetle politikalar belirleyip seçmene selam konuşması yerine politikalarımızı rasyonel esaslar üzerine oturtmalıyız. Dış politika meydanlarda ve ekranlarda değil masa başlarında planlanmalı, hazırlanmalı ve etkili bir şekilde uygulanmalıdır.
Ülke içerisinde elimizdeki tüm istihbarat imkanlarına rağmen bizi aldattılar diyerek, “aldatılma savunma mekanizmasıyla” kendimizi savunabiliriz. Uluslararası diplomatik faaliyetlerde aldatılmanın faturasını çok ağır bir şekilde öderiz.
Son Yorumlar